Yapay zekânın insan zekâsına ne kadar yaklaşabildiği tartışmasına yeni bir başlık eklendi. San Diego Kaliforniya Üniversitesi’nden iki araştırmacı tarafından yürütülen ve henüz hakem sürecinden geçmemiş bir çalışmaya göre, OpenAI’ın geliştirdiği GPT-4.5 adlı model, Turing Testini geçmeyi başardı. Bu gelişme, yapay zekânın dil becerileri ve insan benzeri davranış kapasitesi konusunda çarpıcı bir eşiğe ulaştığını gösteriyor.
GPT-4.5, Katılımcıların %73’ü Tarafından İnsan Zannedildi
Araştırmada, Turing testine katılan 284 kişiye hem bir insanla hem de bir yapay zekâ modeliyle yazılı sohbet etme şansı verildi. Deneyin sonunda katılımcıların %73’ü, GPT-4.5 modelinin insan olduğunu düşündü. Bu oran, Turing testinde başarılı sayılmak için gereken eşiğin oldukça üzerinde.
Karşılaştırmalı olarak;
-
Meta’nın LLaMa-3.1-405B modeli %56 oranında insanla karıştırıldı.
-
1960’ların meşhur ELIZA modeli %23 oranında insan sanıldı.
-
OpenAI’ın bir başka gelişmiş modeli GPT-4o ise sadece %21 oranında insanla karıştırıldı.
Zekâ mı, Taklit Yeteneği mi?
Araştırmanın yazarları, GPT-4.5’in bu başarıyı göstermesinin onun insan zekâsına sahip olduğunu kanıtlamadığını vurguladı. Modelin güçlü bir taklit kabiliyetine sahip olduğu, ancak henüz gerçek düşünme yetisine ulaşmadığı belirtildi.
Yani model, “zekice davranıyor gibi” görünüyor ama bu, düşündüğü anlamına gelmiyor.
Turing Testi Tartışmaları Yeniden Gündemde
Alan Turing’in 1950’de ortaya attığı test, yapay zekânın insan benzeri zekâya ulaşıp ulaşmadığını ölçmek için bir mihenk taşı olarak görülüyor. Ancak zamanla testin geçerliliği sorgulanmaya başlandı. Eleştiriler, testin yalnızca dış davranışları ölçmesi ve zihinsel süreçlerin derinliğini yansıtamaması üzerine odaklanıyor.
Ayrıca, çalışmada sohbet süresinin sadece 5 dakika ile sınırlı tutulması ve yapay zekâya belirli kişilikler atanması, deneyin genellenebilirliğini sınırlayan faktörler arasında gösteriliyor.
Uzmanlar Uyarıyor: “Zeki Değil, Ama İkna Edici”
Çalışmaya dair görüş bildiren bağımsız yapay zekâ uzmanları, GPT-4.5’in hâlâ insan gibi düşünmediğini, ancak bazı bağlamlarda insanları kandırabilecek düzeyde ikna edici olduğunu söylüyor.
Bu gelişme, yapay zekâ ile insan arasındaki çizginin giderek bulanıklaştığını ve özellikle etik, toplumsal ve hukuki alanlarda yeni sorular doğurduğunu da ortaya koyuyor.