Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Unutulan Değerlerimiz: Mekke’nin Fethi mi, Yılbaşı Kutlamaları mı?

Mekke’nin Fethi, İslam tarihinin

Mekke’nin Fethi, İslam tarihinin en parlak ve anlam yüklü zaferlerinden biridir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) önderliğinde gerçekleşen bu kutlu olay, sadece bir şehrin fethi değil; tevhit inancının, adaletin, hoşgörünün ve insan onurunun yüceltildiği büyük bir dönüşümün simgesidir. Ancak ne yazık ki, bugün Müslümanlar olarak bu kutsal zaferi idrak etmek yerine, başka kültürlere öykünerek yılbaşı kutlamalarına yöneldiğimizi görmekteyiz. Bu durum, manevi değerlerimizden ne kadar uzaklaştığımızın ve kendi tarihimize yabancılaştığımızın en acı göstergelerinden biridir.

Mekke’nin Fethi, 11 Ocak 630 tarihinde gerçekleşmiş ve İslam’ın barış mesajının zirvesini temsil etmiştir. Bu olay, Müslümanların sadece askeri bir zafer kazanmakla kalmayıp, kalpleri fethettikleri, insanlara merhamet ve adaletle yaklaştıkları bir dönüm noktasıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Mekke’ye zaferle girdiğinde intikam almayı değil, affetmeyi tercih etmiş ve insanlık tarihine barış ve hoşgörünün unutulmaz bir örneğini sunmuştur. Bu zaferin ardından Mekke’deki putlar yıkılmış, Kâbe asli görevine iade edilmiş ve İslam’ın tevhit mesajı en güçlü şekilde yayılmıştır.

Bu anlamlı olay, biz Müslümanlar için sadece bir tarihsel anı değil, aynı zamanda bugünümüz ve yarınımız için de bir ders niteliğindedir. Ancak ne yazık ki, bu mübarek geceyi idrak etmek yerine, birçok Müslüman kardeşimizin yılbaşı kutlamalarına yöneldiğini görmek, bizleri derin bir tefekküre sevk etmelidir. Bu, yalnızca bireysel bir tercih meselesi değil; kültürel ve manevi kimliğimizi sorgulamamız gereken bir uyarıdır.

Yılbaşı kutlamaları, Hristiyan dünyasına ait bir gelenek olup, İslam inancıyla doğrudan bir bağlantısı bulunmamaktadır. Bununla birlikte, modernleşme ve küreselleşmenin etkisiyle, bu kutlamalar zamanla tüm dünyaya yayılmış ve birçok Müslüman toplumda da kabul görmüştür. Ancak bu kabul, beraberinde kimlik kaybını ve manevi yozlaşmayı da getirmiştir.

Bugün yılbaşı, bir yılın bitişini ve yenisinin başlangıcını kutlamaktan öte, tüketim kültürünün bir parçası haline gelmiştir. Lüks harcamalar, gösterişli etkinlikler ve dünyevi zevklerin ön plana çıkarıldığı bu kutlamalar, İslam’ın sadelik ve tevazu mesajıyla tamamen çelişmektedir. Daha da üzücü olanı, bazı Müslümanların, bu kutlamaları İslam’ın öğretilerine aykırı olduğunu bilerek benimsemeleridir. Bu durum, inançlarımızın ve değerlerimizin bizlere emanet olduğu bilincini zedelemektedir.

Daha da endişe verici olan ise, devlet ricalimizin ve bürokratlarımızın bu konuda gösterdiği tutumdur. Yılbaşı kutlamalarına ilişkin mesajlar, sosyal medya ve diğer platformlarda adeta bir yarış haline gelirken, Mekke’nin Fethi gibi önemli bir olay ne yazık ki birkaç kişi tarafından anılmakta ve toplumda yeterince yankı bulmamaktadır. Bu durum, toplumumuza liderlik eden kişilerin kendi kültürel ve dini değerlerine ne derece sahip çıktıklarını sorgulamamıza neden olmaktadır.

Oysa ki, halkın önünde bulunan liderlerin ve kanaat önderlerinin, toplumlarına örnek teşkil etmesi gerekmektedir. Mekke’nin Fethi gibi kutsal bir olayı anmamak, bu değerlere olan duyarlılığımızın ne kadar azaldığını göstermektedir. Yılbaşı kutlama mesajları yerine, Mekke’nin Fethi’ni hatırlatan ve Müslümanların manevi bilincini artırmayı hedefleyen mesajların verilmesi, toplumsal bir uyanışın başlangıcı olabilir.

Bugün Müslümanlar olarak, öz değerlerimize dönmenin ve inancımızı yeniden sorgulamanın zamanıdır. Mekke’nin Fethi, yalnızca geçmişte yaşanmış bir zafer değil, her Müslüman’ın kalbinde ve zihninde yaşatması gereken bir örnek ve ilham kaynağıdır. Bu zaferin anlamını unutarak başka kültürlerin ritüellerine öykünmek, kimliğimizi ve inancımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalmamıza neden olabilir.

Bizlere düşen görev, Mekke’nin Fethi gibi mübarek olayları unutmamak, unutturmamak ve yeni nesillere bu kutlu tarihleri aktarmaktır. Mekke’nin Fethi, sadece bir askeri zafer değil, aynı zamanda tevhit inancının, adaletin ve merhametin zaferidir. Bu anlamlı geceyi idrak etmek, bizlere İslam’ın evrensel mesajını yeniden hatırlatacak ve manevi dünyamızı zenginleştirecektir.

Mekke’nin Fethi’nin yıl dönümünde, tüm İslam alemini bu mübarek geceyi idrak etmeye, kendi manevi değerlerini yeniden hatırlamaya ve öz kimliklerine sahip çıkmaya davet ediyorum. Unutmayalım ki, kendi değerlerine sahip çıkmayan toplumlar, başkalarının değerlerine öykünmek zorunda kalırlar. Bizlere düşen görev, inancımızın ve tarihimizin bize öğrettiği değerlere sıkı sıkıya sarılmak, bu değerleri yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmaktır.

Bu vesileyle, Mekke’nin Fethi’nin tüm İslam dünyasına barış, huzur ve birlik getirmesini temenni ediyor, bu anlamlı geceyi unutmamanızı ve gelecek nesillere aktarmanızı diliyorum. Mekke’nin Fethi’ni layıkıyla anmak ve anlamak ümidiyle…

 

Abdurrahim SOLMAZ
Yönetim Kurulu Başkanı