Nöbetçi Eczaneler
19 Ekim’de kutlanan Muhtarlar Günü, yerel yönetimlerin en temel ve en eski yapı taşlarından biri olan muhtarların önemine dikkat çekmek için anlamlı bir fırsattır. Muhtarlar, mahalle ve köylerinde halkın taleplerini devlete ileten, fakir ve yardıma muhtaçları gözeten, adaletli ve şeffaf bir şekilde herkese eşit mesafede durarak görev yapan kişiler olarak büyük bir sorumluluk üstlenirler. Devlet ile vatandaş arasındaki köprü görevini yürüten muhtarlar, hem yerel yönetimlerin gözü kulağı hem de halkın en yakın temsilcileridir.
Bir muhtar, sadece bürokratik işlemlerle uğraşan bir yönetici değildir. Mahallesindeki veya köyündeki her bireyin refahı, güvenliği ve huzuru için çalışan, toplumsal dengeyi sağlayan en önemli kişilerden biridir. Muhtarların en temel görevlerinden biri, fakir, kimsesiz ve yardıma muhtaç vatandaşları tespit etmek ve devletin sosyal yardımlarının bu kişilere ulaştırılmasını sağlamaktır. Yardımsever bir tutumla, toplumdaki dezavantajlı kesimleri gözetmek, onları desteklemek muhtarların asli sorumluluklarından biridir. Bu nedenle muhtarlar, sadece resmi işlerle uğraşan bürokratlar değil, toplumun vicdanı ve yardım eli olarak da ön plana çıkar.
Ayrıca muhtarlar, mahalle ve köylerinde yaşanan her türlü sosyal ve ekonomik sorunu yerinde tespit eder ve bunların çözümü için ilgili kurumlarla iletişim kurarlar. Herkese eşit mesafede durmak, muhtarların görevlerinde en önemli prensiplerinden biridir. Toplumun farklı kesimlerine, siyasi görüşlerine veya sosyal statülerine bakmaksızın adaletli bir yönetim sergileyen muhtarlar, toplumun güvenini kazanmış kişilerdir. Bu güven, halkın muhtarları doğrudan seçmesiyle pekişir ve yerel demokrasinin en önemli unsurlarından biri haline gelir.
Yerel yönetimler ve kamu kurumları, mahalle ve köylerde hizmet götürme konusunda muhtarlarla yakın iş birliği içinde çalışmak zorundadır. Muhtarlar, yerelde en küçük sorunların bile çözülmesinde büyük rol oynarlar. Bir mahalledeki alt yapı sorunu, sokak aydınlatmaları, çevre düzenlemeleri gibi hizmetlerin hayata geçmesinde, yerel yönetimlerle koordineli çalışan muhtarlar, halkın bu tür taleplerini doğru bir şekilde yetkililere iletir ve hizmetin aksatılmadan getirilmesini sağlarlar.
Ancak, yerel yönetimlerin muhtarlarla ilişkileri her zaman ideal düzeyde olmayabilir. Ne yazık ki, bazı durumlarda siyasi görüş farklılıkları veya kişisel ilişkiler, mahallelere veya köylere götürülen hizmetlerin aksamasına neden olabilir. Bir muhtarın siyasi görüşü veya kişisel ilişkileri, bazen yerel yönetimlerin o bölgeye hizmet götürmesinde engel teşkil edebilir. Bu durum, halkın cezalandırılması anlamına gelir ve demokrasinin ruhuna aykırıdır. Oysa muhtarlar, sadece kendi mahalle veya köy halkının değil, devletin de temsilcileridir. Devlet adına orada bulunan muhtarların taleplerinin karşılanması, yerel yönetimlerin birincil sorumluluğudur.
Bu noktada, yerel yönetimlerin muhtarlarla ilişkilerinde siyasi farklılıkları bir kenara bırakmaları, hizmet götürme konusunda adil ve eşit olmaları gerekmektedir. Mahalle veya köyde yaşayan insanların hizmetlerden mahrum bırakılması, sadece muhtarı değil, o bölgedeki tüm halkı mağdur eder. Bu nedenle, muhtarların hizmet taleplerine tarafsız bir şekilde yaklaşmak, yerel yönetimlerin en temel görevidir.
Muhtarlar, her bireye eşit mesafede durmak zorundadır. Bu, onların adaletli ve tarafsız bir yönetici olmalarını gerektirir. Toplumdaki zengin ve fakir fark etmeksizin, herkesin sorunlarına eşit şekilde yaklaşan muhtarlar, toplumsal barışın ve huzurun sağlanmasında önemli rol oynarlar. Özellikle kırsal bölgelerde, birçok vatandaş sorunlarını ilk olarak muhtarlarına iletir ve onların yönlendirmesiyle çözüm bulur. Muhtarlar, bu anlamda toplumsal dayanışmayı güçlendiren ve yardıma muhtaç kişilere en hızlı ulaşan kişilerden biridir.
Birçok muhtar, maddi beklentilerden uzak, tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak halkına hizmet etmek için gece gündüz çalışır. Özellikle fakir ve yardıma muhtaç kişilere destek sağlamak, onların yaşam kalitesini artırmak için devletin sunduğu sosyal yardımları titizlikle dağıtırlar. Bu noktada muhtarların yardımseverliği, toplumda en kırılgan kesimlerin korunması ve desteklenmesi açısından büyük bir öneme sahiptir.
Muhtarlar Günü, sadece bir kutlama günü olmanın ötesinde, muhtarların topluma olan katkılarını anlamak ve onlara gereken desteği vermek için bir fırsattır. Muhtarlar, mahalle ve köylerimizin güvencesi, adaletin ve yardımseverliğin yerel temsilcileridir. Siyasi görüş veya kişisel ilişkiler, hizmet götürme konusunda bir engel teşkil etmemelidir. Aksine, muhtarlar yerel yönetimlerin en önemli partnerleri olarak görülmeli ve halkın refahı için birlikte çalışılmalıdır.
Muhtarlarımızın fedakarlıkları ve özverili çalışmaları, toplumsal barış ve adaletin sağlanmasında büyük bir rol oynar. Bu nedenle, tüm muhtarlarımıza teşekkür eder, görevlerinde başarılar dilerim. 19 Ekim Muhtarlar Günü vesilesiyle, onların emeklerinin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim. Abdurrahim Solmaz Genel Yayın Yönetmeni